24 Aralık 2014 Çarşamba

KATLA KATLA KES...

Güzel olur yeni yıl gecesi lapa lapa yağan kar... Bu özlemle, yeni yıl ağacına asmak için bulduğum tüm kağıtları kese biçe kar taneleri yapmaya başladım. Kağıtları rastgele kestiğimde istediğim sonucu alamadım. Biraz araştırdım... Japonlar, bu işe de el atmış. Kağıt kesmeyi yüzlerce yıl önce geleneksel kurallara bağlayıp sahip çıkmışlar. Adına da kirigami demişler.

Bakalım ne İmiş kirigami:
Kirigami;  kağıdı keserek şekil verme sanatı.  Japonca’da kiri kesilmiş, kami ise kağıt anlamına gelmekte. Aslında origami ile uygulanıyor. 17. yüzyılda ortaya çıkmış. Günümüzde ise bir çok süsleme sanatında ve modern uygulamalarda kullanılıyor.

Kirigamiden çok güzel iki veya üç boyutlu süslemeler yapılıyor. Bu aralar tercihim kar taneleri. O zaman, muhteşem görüntüleri ve sevimli  doğa harikası, kar tanelerine de bakalım...

Kar kristallerinin hepsi, altı köşeli olmasına karşın  kristal yapıları birbirinden farklıymış. Kar kristalleri üzerinde ilk araştırmaları yapan ABD'li Wilson Bentley, gördüğü muhteşem sanat karşısında adeta büyülenmiş ve elli yıl boyunca sürekli kar kristali fotoğrafı çekmiş. Elde ettiği 6000 resim içinde kristal yapıları birbirinin aynı olan iki kar tanesine rastlayamamış. En sonunda birbirinin aynısı iki kar kristali, 1988 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nin Wisconsin eyaletinde tespit edilmiş. Kristalin,  imkansız gibi görünen bu durumu, yeryüzüne inerken   maruz kaldığı sıcaklık ve nem  değişkenliği imiş....



         

              
         


       


 

      



Kirigami karteneleri için:









Çocukluğumda, biriktirdiğim renkli çikolata kağıtlarını keserek kitap ayraçları yapardım. Katlayarak ve keserek yaptığım bu çalışmaların adını bilmezdim. (Bu tarih, 17. yüzyıla kadar gitmese  de 20. yüzyılda kaldığı kesin:) 





















ACILARIN YAŞANMADIĞI 

SEVDİKLERİNİZLE BİRLİKTE

 MUTLU BİR YIL OLSUN...






2 Kasım 2014 Pazar

READY-MADE TASARIMLAR

Yüzümüzde bir gülümseme ve yapsak mı yoksa, alsak mı dedirten cinsinden bir düşünce... Artık sıkça gördüğümüz ama kimin yaptığı ile ilgilenmediğimiz ''ready-made'' tasarımlar. Nedir ready-made tasarımlar? Kafa karıştıran bir açıklama yapalım: Kullanıldığı yerden uzaklaştırılıp sergilenecek sanat nesnesi özelliği kazandırılmış eşya. Şimdi bu açıklamayı basitleştirelim, nesneleri kullanım amaçlarından daha farklı şekilde, yeniden tasarlamak. 

Ready-made, toplumda yerleşmiş anlam ve düzen kavramlarına karşı çıkma girişimlerini benimseyen, kısacası dadaizm akımının uygulayıcılarından  Marcel Duchamp'la(1887-1968) başlamıştır. Duchamp, 1917 yılında bir pisuarı çeşme olarak sanatsal bir yaklaşımla sunmuştur:)  İnsanların estetik kaygısının yoğun olduğu bu  dönemde kendi kaygısından mı bilinmez takma ad kullanmayı ihmal etmemiştir. Tabure ile bisikleti bütünleştirmiş, Paris'ten Newyork'a uzanan yaşamında izleyenlerini şaşırtmak, farklı kavramlara yöneltmek için   fikir babalığı yapmıştır. Duchamp'ın sanat anlayışının daha fazlasını  merak ediyorsan bir tık tık yapalım.






Duchamp’ın 1914 tarihli, şarap şişelerinin yeniden kullanılması ve kurutulmasına yarayan ''Şişe Askılığı'' 


Daha sonraları, İtalya'da Achille Castinglioni(1918-2002) ise sanatsal ve endüstriyel tasarım alanında ready-made akımının öncüsü olmuştur. Castinglioni, ready-made akımını ''çirkinlik kavramıyla ilgili olan küçümseyici düşüncelere meydan okumak'' olarak tanımlamıştır. 1957 yılında kardeşi ve iş arkadaşı olan Pier Giacomo  ile bir bisiklet selesini andıran  Sella sandalyeyi , bir traktör koltuğunu andıran Mezzadro’yu tasarlamıştır.  Teknoloji’, sade ve mütevazi Castiglioni’nin bir sokak lambasından esinlenerek tasarladığı ve gereksiz detaylardan arındırılmış olan lambası  tasarım tutkunlarının da onayladığı gibi yıllar sonra bile demode olmayacaktır. Daha fazlası için;












Achille Castinglioni'ye ait modası hiç geçmeyecek  bir kitaplık.



Ready-made tasarımlar, Geçmiş yıllarda sadece kaygı, merak ve heyecan uyandırsa da, 
günümüz insanının sanatsal algısının  sınırlı olmasına karşın, farklı etkilerde yapmaktadır. Alışık olduğumuz bir nesnenin, farklı bir amaçla kullanılması fikri  bizi güldüren ve yaşantımızda biraz renk katan bir unsur haline gelmiştir.



Ready-made tasarımların her dönemde sevilmesinin başlıca sebebi, zihnimizin geçmişe bağlılığı, espri anlayışı ve ekonomi sayılabilir. Bir ürünü yeniden yapmak yerine onu değiştirmek  tartışmasız daha ucuzdur. Şaşırma duygusu ve ardından gelen gülümseme ise garantidir. Bu düşüncenin temelini, kıvrak zeka ve yaratma duygusu oluşturur. Alınan eğitimin katkısı tabiki yadsınamaz.  Materyal bolluğu, teknolojik sınırsızlık  ve  geri dönüşüm ready-made tasarımların  bir süre daha gündemde kalacağı izlenimini vermektedir.

















Son yıllarda üretilmiş, farklı tasarımcılara ait ready-made nesneler.





BİRAZ ŞAŞIR, 

BİRAZ MERAK ET, 

ÇOKÇA GÜLÜMSE...


  


















8 Ekim 2014 Çarşamba

KIŞIN İYİ GİDER

El işleri, uzun kış gecelerinde daha iyi yapılır. Çayımızı alırız yanımıza,  fonda dinlenecek bir dizi, ohhh..... Değmeyin keyfimize, gerçi birçok evde diziler kavga konusu olabilir ama  bu konuda çok kez hanımların üstün geldiğine şahidim:)

BeHeR-Tasarım, sıklıkla olmasa da bu sakin ve işlerin bitip evin sessizliğe büründüğü o muhteşem dinginlik anında içinden yükselen ''el işi yap, üret, yarat '' emirlerine şuursuzca uyarak hobi sandıklarını açar ve bir iş bulur kendine.

Dikiş makinesine ihtiyaç duymayan, ekonomik ve ortalık kirletmeyen ''elde patcwork'' (kırkyama) tam da bu  mevsim  için uygun olabilir.  

El sanatlarıyla  ilgilenen kişiler, patchwork (kırkyama) ne demek? Nasıl çıkmıştır veya nasıl yapılır? Az çok bilir. Ama kısa bir hatırlatma  yapalım.

Kısaca patcwork, doğu kökenli olup, tasarruf amacı ile artan kumaş parçalarını değişik teknikler ile bir araya getirerek yapılan, bizde adı "kırkyama veya yamalı bohça" olan bir el sanatıdır.

1477 tarihli bir belgede  Avrupa'da ilk olarak  yatak örtüsü olarak yapıldığı ortaya çıkmıştır.

Patchwork, 1600'lerin başında Hindistan'dan Avrupa'ya değerli kumaşların ticari yollardan getirilmesiyle doğmuştur. Elbise, mobilya döşemesi ve örtü (Quilt) olarak kullanılmak üzere üretilmiş kumaşlar çok pahalı oldukları için  parçalar bile değerlendirilmiş,  bugünkü Patchwork ortaya çıkmıştır. Kayıtlar, en eski örtünün (quilt) 1708 tarihinde  Kuzey İngiltere'de yapıldığını  ve Amerika'ya ilk göç ve kölelik yıllarında  geldiğini yazar.


 Aklınızda bulunsun:

*Aynı tür kumaşlar, dikerken kolaylık sağlar.
*Yeni kumaşlarla çalışacaksanız öncelikle yıkamalısınız.
*İpekli kumaşlar tercih ederseniz mutlaka tela ile kalınlaştırmalısınız.
*Kumaşları desene yerleştirirken verev olmamasına dikkat etmelisiniz.
*Teğel ve toplu iğne ve kancalı iğne ile çalışmaya üşenmemelisiniz.
*Sabırlı olmalısınız.

Çok önemli not: Eskiyen (veya özellikle parçalanmak istenen) erkek gömlekleri bu çalışma için mükemmel sonuçlar verir.

Bu nu ben de düşünmüştüm diyorsanız:

Patchwork çalışmaları için çok uygunsunuz. Tabii bir de desen seçme durumu var. Kendinize özgün ve farklı desenler istiyorsanız kareli kağıtlara kendi deseninizi çizebilirsiniz. Bu deseni tekrar ederek kendi blok desenlerinizi de oluşturabilirsiniz.  Hem makine, hem de elde  çalışma yapan biri olarak, her yere taşıma kolaylığı sağlaması, birleştirme tekniği ve özgün desenler  tercihim olduğu için, elde  patchwork çalışmasını daha çok sevdiğimi  söylemeliyim. Basit ve küçük bir ihtiyaç çantası yaparak, elde patchwork yapımına bir göz atalım.

Kareli bir kağıda simetrik olsun yada olmasın kendi deseninizi çizebilirsiniz.


Püf Noktası: Desen kağıtlarının arkasına aynı sayıları yazarak, kumaşa tersten iğneleyiniz.






Kumaş paylarını, gergin şekilde teğel dikişi yapabilirsiniz.






Parçaların hepsini hazırladıktan sonra çırpma dikişi ile birleştirebilirsiniz.









Püf Noktası: Parçalar çıpma dikişi ile kolaylıkla birleştirilir. Kenarlarda kalan ince boşluk sayesinde kendiliğinden minik ve temiz bir dikiş olacaktır!









Püf Noktası: Desen kağıtlarınızı ütüleyerek yeniden kullanabilirsiniz.



Püf Noktası: Ütü yaptıktan sonra, İki kat elyaf ile yorganlama yapabilirsiniz.


Parçaların birleştirilmesinde pamuklu iplikleri tercih edebilirsiniz.Yorganlama için ise özel üretilmiş mouline iplikler daha uygun olacaktır. 



Bazı desenlerin üzerinden ve etrafından giderek daha sağlam ve estetik bir görüntü yaratabilirsiniz.









En önemli not: Bir ''bahar temizliği cinneti'' sırasında yapılmış tüm patchwork çalışmaları hediye edildiğinden elimizde örnek çalışma kalmamıştır:(





HUZUR VE SAĞLIK DOLU KIŞ GECELERİNİZ OLSUN


















8 Temmuz 2014 Salı

GEÇMİŞİN KOKUSU

Evin, yaptırılma öyküsü bir başka... İçinde yaşayanların, öyküleri ise bambaşkaydı... Anadolu'da gezmişliğiniz varsa veya yaşadıysanız bir benzerini görmüş olabilirsiniz... 

Üç katlı bu evin, ahşap küçük dar pencereleri, yüksek kapıları, işlemeli tavanları, çok şirin bir tavan arası, insana ürperti veren bir mahseni, giriş katta yerde koca koca (şimdilerde bile aklımın almadığı) taş bir zemini vardı. İlk iki kata dışarıdan ayrı ayrı  girilebildiği gibi, katları birbirine bağlayan merdiven geçişleri bizlere çok ilginç gelirdi. Gıcırdayan ve sessiz yürümenin mümkün olmadığı bu evin kokusu bir başkaydı.

Yazları gider bahçe ve evin tadını doyasıya çıkarırdık. Bahçede, birbirine bağlı boy boy, bir çok havuzdan oluşan,   bir çeşmesi vardı. Bahçedeki  meyve ağaçları, sebze ve gül ağaçları bizim için masal dünyasını andırırdı. Bahçenin çitlerini,  iki sıra halinde yan yana dizilmiş kavak ağaçları oluştururdu.   Çocuk halimizle  bile ağaçların arasından geçemezdik.

Ama, ne yazık ki bir kaç yıl öncesine değin sürdü bu güzel evin öyküsü. İçinde yaşayanlar da olmayınca zamana karşı koyamadı. Yıkalım yenisini yapalım fikri önce kamuya, sonra da hak sahiplerine cazip geldi.  Bazı insanlar geçmişlerine daha bağlı olduğundan mıdır bilinmez, ev yıkılırken kapı ve dolap kapaklarının bazıları  alındı... 

İyi ki alınmış.  Bizde öyküyü devam ettirmek için,  iki dolap kapağını taaa oralardan buralara getirdik. Parçalar birbirinden biraz farklı çünkü biri yüklük diğeri ise ''çağ'' denen küçük yıkanma bölümünün kapısı. O bölgede iklim kuru olduğu için yüz yıldan beri ahşaplara hiç bir şey olmamış. Antalya rutubetli bir bölge olduğu için koruma uygulamalı. Ama nasıl? Vernik, yıllara meydan okumuş bu güzel doğal çam rengini bozacak elbette. Yalım yalım olacak. Ağacın doğasına aykırı hem de günümüzde dekorasyonda pek sevilmiyor, ahşapta parlaklık.
Koruduk diyelim, ev dekorasyonunda nasıl kullanacağımıza uzun süre karar veremedik. En sonunda bozmadan en az hasarla yaşatmaya karar verdik...



Önce küf ve mantarları yok etmek için zımpara yapıldı.





Yumuşak bir tel fırça ile tüm yüzeyler temizlendi.





Kapakların arka kısmına yukarıda gördüğünüz ahşap koruyucu sürüldü.








Bir kaç gün yoğun güneş altında bekleyen kapakların arka yüzeyine, yine marshall'ın mat verniği uygulandı.





Büyük bir karar aşamasından sonra bu aparatlarla duvara monte edildi.





Zara Home'dan alınan bu kulplar, kapaklara çok yakıştı.


Metal parçalar, bunlar bir gün lazım olur denilen cinsten.





 O EV ANILARDA KALDI AMA KOKUSU HEP BİZİMLE...