Evin, yaptırılma öyküsü bir başka... İçinde yaşayanların, öyküleri ise bambaşkaydı... Anadolu'da gezmişliğiniz varsa veya yaşadıysanız bir benzerini görmüş olabilirsiniz...
Üç katlı bu evin, ahşap küçük dar pencereleri, yüksek kapıları, işlemeli tavanları, çok şirin bir tavan arası, insana ürperti veren bir mahseni, giriş katta yerde koca koca (şimdilerde bile aklımın almadığı) taş bir zemini vardı. İlk iki kata dışarıdan ayrı ayrı girilebildiği gibi, katları birbirine bağlayan merdiven geçişleri bizlere çok ilginç gelirdi. Gıcırdayan ve sessiz yürümenin mümkün olmadığı bu evin kokusu bir başkaydı.
Yazları gider bahçe ve evin tadını doyasıya çıkarırdık. Bahçede, birbirine bağlı boy boy, bir çok havuzdan oluşan, bir çeşmesi vardı. Bahçedeki meyve ağaçları, sebze ve gül ağaçları bizim için masal dünyasını andırırdı. Bahçenin çitlerini, iki sıra halinde yan yana dizilmiş kavak ağaçları oluştururdu. Çocuk halimizle bile ağaçların arasından geçemezdik.
Ama, ne yazık ki bir kaç yıl öncesine değin sürdü bu güzel evin öyküsü. İçinde yaşayanlar da olmayınca zamana karşı koyamadı. Yıkalım yenisini yapalım fikri önce kamuya, sonra da hak sahiplerine cazip geldi. Bazı insanlar geçmişlerine daha bağlı olduğundan mıdır bilinmez, ev yıkılırken kapı ve dolap kapaklarının bazıları alındı...
İyi ki alınmış. Bizde öyküyü devam ettirmek için, iki dolap kapağını taaa oralardan buralara getirdik. Parçalar birbirinden biraz farklı çünkü biri yüklük diğeri ise ''çağ'' denen küçük yıkanma bölümünün kapısı. O bölgede iklim kuru olduğu için yüz yıldan beri ahşaplara hiç bir şey olmamış. Antalya rutubetli bir bölge olduğu için koruma uygulamalı. Ama nasıl? Vernik, yıllara meydan okumuş bu güzel doğal çam rengini bozacak elbette. Yalım yalım olacak. Ağacın doğasına aykırı hem de günümüzde dekorasyonda pek sevilmiyor, ahşapta parlaklık.
Koruduk diyelim, ev dekorasyonunda nasıl kullanacağımıza uzun süre karar veremedik. En sonunda bozmadan en az hasarla yaşatmaya karar verdik...
Önce küf ve mantarları yok etmek için zımpara yapıldı.
Yumuşak bir tel fırça ile tüm yüzeyler temizlendi.
Kapakların arka kısmına yukarıda gördüğünüz ahşap koruyucu sürüldü.
Bir kaç gün yoğun güneş altında bekleyen kapakların arka yüzeyine, yine marshall'ın mat verniği uygulandı.
Büyük bir karar aşamasından sonra bu aparatlarla duvara monte edildi.
Zara Home'dan alınan bu kulplar, kapaklara çok yakıştı.
Metal parçalar, bunlar bir gün lazım olur denilen cinsten.
O EV ANILARDA KALDI AMA KOKUSU HEP BİZİMLE...
geçmişin kokusunu dokusunu acısını mutluluğunu ve mirasını artık yavaş yavaş değil hızlıca elden çıkarıyoruz maalesef.yazıyı okuyup hele sonuçları görünce çok keyiflendim.ne iyi yapmışsınız.çok da yakışmış.bravo size..
YanıtlaSilTeşekkürler çok mutlu oldum
YanıtlaSilbayramın kutlu olsun arkadaşım.nice mutlu sağlıkla geçecek bayramlara....
YanıtlaSil